ÇOCUKLARIN KİŞİSEL VERİLERİ
Günümüz dijital toplumunun çocukları ve gençleri hayatlarını gözlerini açtıkları online dünyada yaşamaya devam ettiriyorlar. Akıllı telefon ve internet teknolojilerinden öncesine tanık olmayan günümüz çocukları küçük yaşlarından itibaren internete bağlı akıllı oyuncaklar, ev aletleri, sosyal medya araçlarıyla iç içe büyüyor, çevrimiçi oyunlar aracılığıyla sosyalleşiyorlar. Doğrudan kendilerinin sahip olduğu internete bağlı cihazların yanında aileleri, okuldaki öğretmenleri gibi diğer aktörler tarafından yapılan paylaşımlar aracılığıyla da çocuklar hakkında eşi görülmemiş miktarda kişisel veri toplanıp işleniyor. Bu denli yüksek miktarda kişisel veri paylaşımıyla çocuklar siber zorbalıktan pedofiliye, kimlik hırsızlığından sosyal medya bağımlılığına uzanan birçok fiziksel ve psikolojik tehditle karşı karşıya kalabiliyorlar.
SORUN NE?
Sürekli çevrimiçi olmak yetişkinlerde olduğu kadar çocuklar ve genç yetişkinler için de mahremiyetin daha fazla risk altında kalmasına sebep oluyor. Dijital cihaz ve hizmetlerin artan kullanımıyla çocuklar artık birer oyuncu ya da kullanıcı olmaktan çıkıp kişisel verilerini bilinçli ya da bilinçsiz olarak sürekli ifşa eden veri özneleri haline geliyorlar. İsimleri, okudukları okul, ev adresleri ve hatta mevcut konumlarının bilinmesiyle birlikte fiziksel saldırılara eskisinden çok daha kolay şekilde maruz kalabiliyorlar. Ebeveynler ise belki de çocuklarını okul çıkışı bir yabancının arabasına binerken gördüklerinde verecekleri tepkinin yarısını dahi kontrol edemedikleri internet ortamında aynı tehlikelerle karşı karşıya olmalarına rağmen gösterme şansları olmayabiliyor. Tanımadıkları ve kendilerine zarar verebilecek insanlar toplumsal ortamlarda diğer insanlardan çekinebilecekken sesli, görüntülü ve yazılı sohbet uygulamaları aracılığıyla çocuklarla rahatlıkla iletişim kurabiliyor ve kayıt alabiliyorlar. Çocuklar internet sayesinde oyunlar, akıllı telefonlar, mesajlaşma uygulamaları aracılığıyla her yerden ve herkes tarafından siber zorbalıklara maruz kalma tehlikesi altında.
İnternetin bilinçsiz kullanımı sadece çocukların kendileri tarafından değil, farkındalık azlığı sebebiyle ebeveynleri aracılığıyla da mahremiyet haklarının zedelenmesine yol açabiliyor. Çocuklarının gelişimlerine ilişkin adımları iyiniyetli bir amaçla dahi olsa fotoğraflayıp sosyal medyada paylaşan ebeveynler aslında çocuklarının kendilerinden bağımsız birer dijital profillerini yaratıyorlar. Literatürde “sharenting” (paylaşan ebeveynlik) olarak anılmaya başlanan bu durum çocukların kronik hastalıklarından kullandıkları ilaçlara kadar her türlü hassas verilerinin internette kendi rızaları olmaksızın dolaşmasına kapı aralayacak bir hale gelebiliyor. Çocuk henüz rıza verebilecek yaş ya da ayırt etme kabiliyetine ulaşamamışken devasa miktarlarda kişisel verisi halihazırda işlenmiş ve başka mecra ve kişilere aktarılmış olabiliyor.
ÇÖZÜM NE?
Çocukların kişisel verilerinin korunması için öncelikle GDPR’da olduğu gibi yasal mevzuatımıza özel düzenlemeler getirilmelidir. Kişisel verilerinin 3. kişiler ya da internet hizmeti sunan şirketlerce işlenmesinde alınacak rızalarının çerçevesini kesin olarak belirlemeli, kişisel verilerinin eksik yanlış ya da hukuka aykırı olarak işlenmesi halinde sahip oldukları hakları hem 3. Kişi hem de kendi ebeveynlerine karşı kullanabilmelerini sağlamalıyız. Çocukları dijital toplumun sağlıklı bireyleri olarak yetiştirebilmek için yasaklar koymak yerine interneti nasıl güvenli bir şekilde kullanabileceğini anlatmalı, hesaplarını nasıl daha güvenli hale getirebileceğini öğretmeliyiz. Kullandıkları sosyal medya uygulamaları ve ziyaret ettikleri internet siteleri gibi çevrimiçi deneyimleri hakkında onlarla konuşarak bilinçli birer kullanıcı olmalarını sağlamalıyız. Çocuk dostu tasarıma sahip online hizmetler konusunda daha talepkar olmalıyız. Bizler ebeveynler, eğitmenler, gönüllü ve ilgili kişiler olarak yeni teknolojilerin kontrolsüz ve bilinçsiz kullanımıyla tehdit altına giren çocukların ifade özgürlüğü ayrımcılığa ya da istismara uğramama haklarını korumak için dikkatli ve özenli hareket etmeliyiz.