NESNELERİN İNTERNETİ (INTERNET OF THİNGS)
Nesenelerin İnterneti (Internet of Things/IOT), telefon, bilgisayar, beyaz eşyalar, ev sistemleri gibi akla gelebilecek her türlü cihazın internet erişimi aracılığıyla diğer cihazlarla iletişim halinde olmasıdır. Küçük ev aletlerinden akıllı şehirlere kadar uzanan bu teknoloji sayesinde cihazlar dışarıdan fiziki bir müdahale olmaksızın otomatik olarak işlevlerini sürdürebiliyor ve insanlarla iletişime geçerek onları durum hakkında bilgilendirebiliyorlar. Eve girdiğimizde açılan aydınlatma ve müzik sisteminden, alışveriş yapmamız gerektiğini hatırlatan buzdolabına, otobüsün kaç dakika sonra geleceğini gösteren duraklardan, trafik yoğunluğuna göre ailemize ne kadar geç kalacağımızı haber veren uygulamalara kadar şu anda kullandığımız ve gelecekte hayatımıza girecek olan yüzlerce hatta binlerce internete bağlı cihazdan söz ediyoruz.
SORUN NE ?
Akıllı cihazlar zaman ve enerjinin verimli kullanımını sağlayarak yaşam standartlarımızı yükseltirken diğer yandan devasa boyutlarda veriyi toplayıp bir yerlerde kaydediyorlar. Hayatımızın içine dahil olan bu birbirine bağlı cihazlarla sağlık bilgilerimiz, hoşlandığımız müzik türü, şüphelendiğimiz rahatsızlıklarımız, beslenme alışkanlıklarımız gibi bireysel ve sosyal hayatımıza dair her türlü bilgi kayıt altına alınıyor. Kolumuza takılı akıllı bir saat kaçta uyuduğumuzu, uyku kalitemizi, kan basıncımız gibi hassas nitelikli verilerimizi ölçüp başka cihazlara gönderebilir ya da akıllı bir araç ile tüm araç kullanım alışkanlıklarımız kayıt altına alınabilir. Gündelik hayatımızda kullandığımız ve maruz kaldığımız akıllı cihazların sayısını düşündüğümüzde hangi verilerimizin kimler tarafından nasıl, nerede, ne kadar süreyle kayıt altına alındığını, kimlere aktarıldığını ve nasıl kullanıldığını takip edebilmemiz çok zor ve hatta mümkün değil.
Akıllı cihazların mahremiyetimize yönelen tehditlerinin yanında ciddi güvenlik riskleri de mevcut. Günümüzde akıllı kilit sistemleri, otomobil sistemleri, bebek kameralarından internete bağlı buzdolaplarına kadar birçok akıllı cihazın siber saldırılara konu olduğu ve bu saldırıların büyük bir kısmının başarıyla sonuçlandığı bir gerçek. Tek bir merkezden yönetilen akıllı ev sistemlerine sızmayı başaran bir siber saldırgan alarm sistemini kırarak hırsızlık için eve girebileceği gibi fırın ayarlarıyla oynayıp yangın çıkarabilir ya da güvenlik kameraları aracılığıyla tüm hayatınızı yakından izleyebilir. Kişisel ya da hassas nitelikli kişisel verilerimiz, bu sistemlere sızabilen siber saldırganlar, özel şirketler, politikacılar ya da idareler tarafından ele geçirilerek aleyhimize kullanılabilir. Hayatımızı kolaylaştıran bu teknolojilerin kontrolsüzce kullanımı sonucunda gerçek ve sanal hayatlarımız arasındaki önemli çizgiyi yitirebiliriz.
ÇÖZÜM NE ?
IOT teknolojisinde kişisel verilerin kanuna aykırı yollardan toplanması ve işlenmesinin cezalandırılmasına yönelik yasal düzenlemeler yeterli değildir. Mahremiyet ve veri güvenliğiyle ilgili yasal düzenlemeler teknolojinin gelişim hızına paralel şekilde sektörel bazda düzenlenmeli ve yenilenmelidir. Verilerimiz reklam amaçlı satılmamalı, devlet ve özel sektör ortaklığının bir parçası olarak şirketlere verilmemelidir. İlgili sektörlerin, güncel siber güvenlik stratejileri ve operasyonlara yapılacak büyük değişiklikler için hazırlıklı olmaları ve üreticilerin akıllı cihazlardaki güvenliği ve gizliliği sağlamak için genel ve temel güvenlik önlemlerini tasarımdan itibaren (privacy by default and design) tasarlamaları gerekmektedir.
Dijital toplumun bireyleri olan vatandaşlar toplanan kişisel verileri ve bu verilerin nerelerde saklandığı konusunda aydınlatılmalıdır. Tüketicileri mahremiyet ve güvenlik konusunda yapılan farkındalık çalışmalarıyla hakları ve haklarını nasıl talep edecekleri konusunda bilinçlendirmeliyiz. Mahremiyet ve güvenliğimizden ödün vermeden dijital ekosistemin içinde yaşayabileceğimiz bir gelecek inşa etmeliyiz.