Teknoloji Devleri vs. Avrupa: Kazanan Kim?
Geçtiğimiz on yıl içerisinde, yapay zeka alanındaki gelişmeler iyiden iyiye hız kazandı. Son bir sene içerisinde ise, öncelikle OpenAI firmasının ChatGPT isimli yapay zeka temelli sohbet botunu geliştirmesini takiben Google gibi büyük firmaların da bu pazara katılması ile yapay zekaya olan ilgi halk tabanına da hızlıca yayıldı. Hukukun teknolojik gelişmelerini geriden takip etmesinin doğal bir sonucu olarak da, bu teknolojileri kapsayacak regülasyonlar ancak bu teknolojiler yaygınlaşmaya başladıktan çok sonra ortaya çıkmaya başladı. Regülasyonlar, hukukun düzenleyici ve kimi zaman kısıtlayıcı doğası nedeniyle teknoloji devleri için çoğunlukla bir sorun kaynağı olabilmekte. Bu nedenledir ki kimi zaman bu teknoloji devleri ve politika yapıcılar arasında çekişmeler yaşanır. Bu yazıda, Avrupa Birliği’nin değişen ve gelişen yeni dijital ekosistemi karşısında sorun yaşayarak yaklaşım değiştiren birkaç teknoloji devine örnek vereceğiz ve politika yapıcılar ile bu teknoloji devleri arasında neler yaşandığını inceleyeceğiz.
Teknolojik gelişmeler deyince hiç şüphesiz çoğumuzun aklına ilk olarak yapay zeka geliyor. Son bir yıl içerisinde yapay zeka alanında en çok konuşulan firma, ChatGPT isimli sohbet botunu geliştirmesi nedeniyle OpenAI firması. Bir anda yeni bir teknolojinin kullanıcılar arasında aşırı popüler olmasının elbette OpenAI açısından can sıkıcı bir yanı da oldu: Yaptırımlar.
OpenAI firması tarafından sunulan yapay zeka botu olan ChatGPT’nin 2023 yılı başındaki hızlı yükselişi, ilk olarak, İtalya Veri Koruma Otoritesi olan Garante tarafından Mart ayında durduruldu. Garante, 31 Mart 2023 tarihinde yaptığı açıklamada, ChatGPT’nin Avrupa’nın kişisel verileri koruma mevzuatı olan GDPR’a uyumlu olmaması nedeniyle İtalya genelinde geçici olarak yasaklandığını duyurmuştu. Bunun üzerine OpenAI firması, karara uygun davranarak Garante ile birlikte çalışmalar yürütmüş ve Garante tarafından bildirilen eksiklikleri gidermeye çalışmıştı. Garante ile yürütülen bu çalışmalara OpenAI CEO’su Sam Altman bizzat katılım sağlamış ve özellikle ilgili kişilerin kişisel verilerinin kullanımında şeffaflığı, bu kişilerin haklarını ve çocuklara yönelik güvenceleri geliştirmek için ek tedbirler alınacağını ve geliştirmeler yapılacağını taahhüt etmişti. Ancak belirtmek gerekir ki, Garante’nin sorun çıkardığı ilk yapay zeka firması OpenAI değildi. Garante, Şubat 2023’te, başka bir yapay zeka destekli sohbet botu olan Replika’nın kişisel verileri koruma açısından çocuklar açısından sakıncalı olduğuna karar vererek bu botun ulusal düzeyde kişisel veri işlemesine yasak getirmişti.
OpenAI ve Garante arasında yürütülen ortak çalışmalar neticesinde bir mutabakata varılarak hangi ek tedbirlerin ve geliştirmelerin uygulamaya alınacağı konusunda anlaşılmış ve bu doğrultuda gerekli geliştirmelerin yapılması üzerine İtalya genelinde ChatGPT’ye uygulanan yasağın 30 Nisan 2023 tarihinde kaldırılacağı duyurulmuştu. Nitekim gerekli tedbirlerin OpenAI tarafından alınmasını müteakip Garante, belirtilen tarihte ChatGPT’ye uyguladığı yaptırımı kaldırmış ve böylece herhangi bir uyuşmazlık doğmadan konu çözülmüştü.
Ancak OpenAI’ın Avrupa’da karşılaştığı tek zorluk bu değildi. OpenAI, başlarda her ne kadar kişisel verilerin korunması mevzuatından dolayı yaptırıma uğramışsa da, onu bekleyen asıl sınavın henüz taslak aşamasında olan Yapay Zeka Yasası’na (AI Act, “YZ Yasası”) uyum olduğunu biliyordu. Ayrıca yapay zeka geliştiricisi olan OpenAI firması, kimi durumlarda yalnızca YZ Yasası’na değil, aynı zamanda Dijital Piyasalar Yasası’na (Digital Markets Act, DMA) ve Dijital Hizmetler Yasası’na (Digital Services Act, DSA) da uymak durumunda kalacaktı. Kaldı ki bu yasaların ideal bir taslak olmaktan ziyade fazla sınırlayıcı birer araçlar olabileceği de kimi çevrelerce tartışılmaktaydı.
Bütün bu hususlar üzerine OpenAI CEO’su Sam Altman, University College of London’da kendisiyle yapılan bir söyleşide Avrupa Birliği’nin taslak YZ Yasası’yla ilgili olarak endişelerini dile getirirken taslak yasanın aşırı düzenleyici olduğunu, OpenAI’ın buna uyum sağlamaya çalışacağını ancak başaramazsa Avrupa’dan çekileceklerini ifade etmiş, tabiri caizse yasanın hafifleştirilmemesi durumunda AB’yi terk etmekle tehdit etmişti.
Ne var ki Sam Altman’ın bu hareketi Avrupa Birliği Komisyonu İç Pazardan Sorumlu Üyesi Thierry Breton tarafından alaycı bir şekilde “Avrupa’nın YZ’nin gelişmesini önlediğini ileri sürerek yapılan bir şantaj” olarak değerlendirilirken YZ Yasası’nın taslak hali, yasayı hafifletici herhangi bir önemli değişikliğe gidilmeden üzerinde görüşülmeye hazır nihai taslak olmak üzere Avrupa Parlamento’sunda kabul edildi.
Ayrıca Avrupa Birliği’nin politika yapıcıları ile teknoloji devleri arasındaki gerginliğin tek tarafı OpenAI firması değildi. Aynı zamanda Meta ve Google gibi OpenAI’dan çok daha büyük teknoloji devleri de buna benzer gerginliklerin bir tarafı olmuştu. Daha önce GDPR’a ihlalleri nedeniyle Facebook’a uygulanan 1.2 Milyar Euro tutarındaki yaptırımla kendi rekorunu kırarak “sütten ağzı yanan” Meta (Şirket daha önce yine kendi uygulaması olan Instagram için 405 Milyon Euro, Facebook için 265 Milyon Euro, WhatsApp için 225 Milyon Euro yaptırıma uğramıştı), Twitter’a rakip olarak başlattığı “Threats” platformunu Dijital Piyasalar Yasası’nın (DMA) belirsiz olduğu iddiasıyla Avrupa Birliği’nde kullanıma açmamıştı. Yine benzer şekilde Google, geliştirdiği yapay zeka botu olan Bard’ı piyasaya sürerken, botun kullanılabileceği ülkeler ve bölgeler arasında AB’nin olmadığı da dikkat çekmişti.
YZ Yasası’yla yıldızı barışmayan ve AB’den ayrılmakla politika yapıcıları tehdit eden Sam Altman, bu tehditten çok kısa bir süre sonra tabiri caizse “U dönüşü” yapmış; “AB’de çalışmaya devam etmekten heyecan duyduklarını ve elbette ayrılmak gibi bir düşüncelerinin olmadığını” açıklamıştı. Bunun yanı sıra Altman, aynı dönüşün bir sonucu olarak Paris’te verdiği bir demeçte “öneri halindeki düzenlemenin büyük çoğunluğunun tamamen mantıklı olduğunu” ifade etmişti. OpenAI, son olarak, politika yapıcılarla kavga etmenin işleri daha iyiye götürmeyeceğini anlamış olacak ki birkaç hafta önce Dublin/İrlanda’da yeni bir ofis açtığını bildirmiş ve bu sayede Avrupa’daki işlerini büyüterek bu pazara daha iyi hizmet verebileceklerini eklemişti.
Gelinen noktada, henüz Google ve Meta gibi teknoloji devlerinin Avrupa’nın gelişen ve değişen dijital ekosistemine karşı nasıl bir yaklaşım sergileyeceği net olmasa da; en azından yeni düzene karşı olduğunu açıkça belirten OpenAI’ın sonradan sonraya mecburen sisteme uyum sağlamaya hazır olduğu düşünüldüğünde, şu an için taraflar arasındaki bu çekişmenin (bizlere görünen haliyle) AB’nin politika yapıcıları lehine sonuçlanmaya başladığı söylenebilir.
Bu yazı Verini Koru gönüllüsü İbrahim Yıldırım tarafından hazırlanarak, 09.10.2023 tarihinde sitemizde yayınlanmıştır.